Translate

KÜNDEKARİ SANATI

KÜNDEKARİ  SANATI
AHŞAP İŞİNDE SANAT

21 Aralık 2014 Pazar

İstanbul'un Orta Yeri


Kuvvetli rivayetlere göre, Kanuni ilk önce Mimar Sinan’dan, İstanbul’un tam orta noktasını bulmasını istiyor... O yıllarda İstanbul sadece Suriçi’nden oluştuğu için, şehrin ölçülebilir fizikî bir gövdesi mevcut. 
Birtakım detaylı hesaplamalardan sonra, Suriçi’nin “Geometrik Ağırlık Noktası” milimi milimine tespit ediliyor Mimarbaşı Sinan tarafından... 

Bu yöntem, hemen hepimizin daha lisedeyken bize öğrettikleri, karmaşık alanlı levhaların “G” noktasının bulunması prensibinden yola çıkılarak hesaplanıyor... 

İstanbul’un tam orta noktası olan bu noktaya, yekpare, parlak yeşil granit silindirik bir sütun dikiliyor... Sütunun olduğu nokta, inşa edilecek caminin avlusunun güney kısmına tam oturacak şekilde ayarlanıyor (Daha doğrusu, caminin avlusu, bu merkezle kesişecek şekilde tasarlanıyor)... Ve ardından cami inşa edilerek, 1548’de tamamlanıyor. 


Günümüzde granit sütunun yarısından fazlası betona gömülü halde ve içler acısı bir durumda olmasına rağmen, 1950’lerde tamamının görülebildiği, alt ve üstünden tutturulduğu mil sayesinde, elle itildiğinde, çok rahat bir şekilde ekseni etrafına dönebildiğini, bazı eski İstanbullulardan öğrendim... 

Şehzadebaşı camiinin Nevşehirli Damat İbrahim pasa camiine bakan bahçe duvarı köşesinde bulunan bulunurken pek de kıymetini belli etmeden sıradan bir köşe direği gibi duran yeşil renkli sütun, sur içinin/İstanbulun ortası denen yerdir burası. vakti zamanında sütun elle çevrilebilirken bugün mümkünatı yoktur.




İstanbul'un orta yeri

Kanuni Sultan Süleyman, çok sevdiği ve kendisinden sonra tahta çıkarmayı düşündüğü oğlu Şehzade Mehmet’in ölümünden ziyadesiyle etkilenmiştir. Genç yaşta kaybettiği oğlunun adına, etrafında külliyesi de olan bir camii yaptırır. Camii, halk arasında, şehzadenin başı (ruhu) için yaptırıldığından ya da şehzadenin, tahtın varisi olduğundan olsa gerek “Şehzadebaşı” diye anılır. 




Külliyenin mimarı, dehasıyla asırlara meydan okuyan eserler vermiş Mimar Sinan’dır. Sinan bu eserine, büyük bir tevazuyla “çıraklık eserim” demiştir.

Şehzedebaşı Camii ve külliyesinin üzerinde durulması gereken pek çok özel yanı var.

Bizim bahsetmek istediğimiz; Külliyenin Vezneciler Caddesine bakan avlu duvarının, Damat İbrahim Paşa Camii ile komşu olan köşesinde bulunan yeşil mermer sütun hakkındadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder