Organik bir malzeme olan ahşap dış etkilere karşı
çok duyarlıdır. Bu etkiler su, nem ve ısı gördüğünde
çatlama ve yarılma gibi biçim ve denge değişikliği
tarzında kendini gösterir. Ağaç; ilkbahar ve
sonbaharda suyu alarak büyüme gösterir ve bir
halka tabakası genişler. İlkbaharda ağaç suyu bol
alacağından ilkbahar halkası geniş ve dokusu
yumuşaktır. Sonbaharda ağaç bünyesindeki suyun
bir kısmını toprağa salacağından sonbahar halkası
dar ve sıkı dokuludur. Sonbaharda suyun bir kısmınıtoprağa salmazsa kışın soğuktan ağaç buz tutar,
çatlar dolayısıyla ölür. Kesilen bir ağacın
hücrelerinin hemen ölmediği ve suyunu
yitirmediğini gözlemleyebiliriz. Ağaç kurutulduğu
vakit hacmi azalır. Yahut kurumuş ağaç, su görürse
genişler ve şişer. Buna “ahşabın çalışması” denir.
Materyal olarak kullanılacak ahşabın çalışması en
aza indirgenmelidir (Soysal, 2007). Kündekari
tekniğinde de amaç süsleme gibi gözükse de, ağaç
malzemede çalışmadan kaynaklanan kusurların bu
teknik sayesinde engellendiği, bozulmadan
günümüze kadar gelen eserlerden anlaşılmaktadır.
Tarih öncesi çağlardan beri ahşap dayanıklılığı,
öz ısısı ve dokusuyla kullanım sürekliliği gösteren
bir malzeme olmuştur. Ağacın oyularak, yontularak,
işlenerek süs ve kullanım eşyası biçimi almasına
ahşap işçiliği denilmektedir. Mimariye bağlı olarak
ağaç malzeme; kapı‐pencere kanatlarında, tavan ve
sütunlarda kullanılmıştır (Ersoy, 1993). Türkler Orta
Asya’dan beri ahşap sanatını uygulamış göçebe
yaşamdan yerleşik düzene geçtikten sonra daha
kalıcı eserler vermeye devam etmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder